Ana içeriğe atla

Kene/The Tick (Kaşıık!)

 Kene 1994 yılında amerikan yapımı süper kahramanımız aslında biraz da anti-kahraman diyebiliriz. İlk olarak Türkiye'de 90'ların sonunda 2000'li yılların başında Fox kids/Jetix kanalında yayınlanan seri güzel bir çeviri ile esprileri aklıma yer edinmişti.
 Keneyi anlatmak gerekirse Kene bir yandan, binalardan binalara zıplayarak atlayan, bina bittiğinde ise taksiye binmek için aşağı atlayıp kötüleri yakalama peşine düşen dünyayı koruyan "saf" bir ana karakter rolünde. Bir taraftan da "salak"lığı çizgifilm boyunca gün yüzündedir. Bir nevi aslında "kahraman" karakterleriyle dalga geçen bir seri.

 Bir bölümden alıntıyla anlatmak gerekirse Kene bir kafede otururken dışarıda bir şekilde kıyamet kopar ve polis sirenleri çalmaya başlar. Kene içeride oturup sıkılmış, bezmiş şekilde oturan süper kahramanlara bakar ve bağırır "ne duruyorsunuz hadi! dışarıda kötülükler kol geziyor!" yarasa adam da bıkkın bir halde "ne olmuş yani? dışarıda zaten bir sürü süper kahraman var. bize ihtiyaç yok artık. nasıl olsa birisi halleder." Lağım kestanesi adam da onu onaylar. Kene ise öyle değildir, yüreğinde kıvılcımlar çakmaktadır, her zaman kahramanlığa hazırdır, kediyi, yaşlı teyzeyi, yardımcısı Güve Adam'ı, şehri, dünyayı korumak zorundadır.

 Evet dünyayı korumalıdır. Kene güçlü, çevik ve değişik bir zekaya sahiptir. Tıpkı dünyayı yemeye gelen Galactus'u ikna ettiği gibi dünyayı herşeyden koruyabilir! (Galactus dünyayı yemeye geldiğinde Galactus'un kulağına fısıldayarak bir anlaşma yaptı. Böylelikle Galactus Ay'dan bir ısırık alıp evrene geri döndü ve dünyayı bıraktı!)
 Ve Kene'nin Ay'ı ilk kurtarışı da değil bu! İlk kurtarışında da kötülükler efendisi diyebileceğimiz "İskemle Kafa" Amerikan Hizmetçisi Kadın, Kene ve Güve Adamı yakalayıp ziyafet verdiği gecede ayın üstüne adını kazıyordu ve Kene de o süper kaslarıyla kurtulup İskemle Kafa (Chairface) sadece isminin ilk üç harfini Ay'ın yüzeyine kazıdıktan sonra makinayı etkisiz hale getirip Güve adam'la birlikte herkesi alteder! Tamam belki biraz Ay'ın yüzeyi çizildi, bir ısırık alındı ama şükürler olsun o bizi kurtardı. Değil mi?
 İlk bölümünü izleyerek aslında bu süper kahramanı röportaj niteliğinde başlayarak kendi ağzından dinleyebilir ve Güve Adam'ın naif kişiliğini yakından öğrenebilirsiniz. (Muhasebecilikle Süper Kahramanlık arasında ince bir çizgi vardır)
 Not olarak saldırı nidası gibi kullandığı "Kaşıık!" bağırışını da unutmamak gerekir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KEMİK!

Aylık mizah dergileri arasında Kemik dergisi hakkında söylenecek çok şey olduğunu ve Türkiye'deki mizah dergilerinin çizgisiz ve değişik mizahın son dergilerinden biri olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda bu dergiye karşı büyük bir özlem içindeyim. Bu yüzden dergideki bir çok isim ve köşeden az az bahsedip dergiyi anlatmak istiyorum. İlk başta Lombak kıyağı olarak cep boyutunda Lombak dergisinin arasında çıkmaya başlamıştı. Bu sebeple bu macerayı anlatmadan önce Lombak dergisine değinmekte fayda var. Lombak dergisi o dönemde de öncesinde ve sonrasında da bence çok iyi başarıya sahipti. Usta çizerlerle bezeli dergide her çizer aylık 3 ila 8 sayfa arası hikaye-çizim yapıyordu. Lombak sabahlamalarında öldüklerinden bahsediyorlardı bazen(Ersin Karabulut'un eski siyah beyaz sandık içi sayfalarında bahsettiği otobüste ayakta uyuma travması gibi). Bu emekle beraber ortaya çıkan hikayeler umuyorum ki bir çok insan için unutulmaz ve efsane olmuştur. Aynı L-manyak efsanesi gibi. Ki Lomb...

Tilki Vezir (Iznogoud)

 Fransız yapımı Tilki Vezir adlı çizgi roman Rene Goscinny ve Jean Tabary tarafından hazırlanmış sonrasında çizgi filmi ve filmi çekilmiş bir eser. Orjinal adı Iznogoud(isnogud) olan çizgi romanın Tilki Vezir ismini Yalvaç Ural vermiş ve Türkiye'de genelde bu isimle tanınmıştır. Bundan öncesinde "Aşağılık baş vezir saksağan paşa" ismi ile birkaç dergide yayınlanmış ancak çevirisi kime ait bilinmiyor (ya da ben bulamadım)  Herkesin aklında yer eden "Je veux être calife à la place du calife" "Halife üstüne halife olacağım!" şeklinde bağırması olmuştur. Sinirlendiği zaman bize Joe Dalton'u da anımsatır.  Çizgi roman Türkiye'de ilk olarak 1980'lerde Hürriyet Çocuk'ta çıkmış, ancak tam hikayeleri 2001-2002 yılında ardı sıra Miço dergisinde yayınlanmıştır. Çizgi Filmi de 1990'larda Show TV üzerinde gösterilmiş. Milliyet Çocuk dergisinin belki de en iyi tarafı bazı iyi Fransız ve avrupa yapımı çizgi romanların türkçeye çevirip parça ...

Afacan Louie

 Türkiye'de Afacan Loiue adında ilk defa Fox Kids (sonrasında Jetix, öncesinde maxi) kanalında yayınlanarak bizim anılarımıza yer edinmişti. Louie 'nin hikayesine yakından baktığımızda ise hem biraz gerçek bir hikaye hem de komedi gösterisine hazırlanmış eğlenceli espriler bulabiliyoruz. Louie Anderson isimli kahramanımız internet üzerinde paylaşımlar bulunmakta ve yine bize hayatıyla ilgili ilginç anılar ve bizim de onun hayatını ne kadar yakından paylaştığımıza dair fotoğraflar paylaşmakta. Son olarak paylaştığı fotoğraftaki kişi ise gerçek Andy Anderson:  Hikayeyi bilmeyenler için aydınlatmak gerekirse Louie sekiz yaşında ABD'nin Wisconsin eyaletinde bizim sadece TV üzerinden edindiğimiz tipik amerikan aile kültüründe huysuz gazi bir baba ve tatlı bir anne ile yaşayan çocuktur. Babasının "Bunu duydum!" lafı ve esprileri çizgi filmin çoğunu oluşturuyor. Babası sinirli, huysuz, aksi birisi olarak hikayeye renk katıyor her zaman. Bir bölümde ailece uçan balon...